12.07.2013

Umut'un Umutsuz'luğu


Umutun umutsuzluğu;
ya da
belki,
ve de
Umutsuzluğun gerçeksizliği.

Kanunlar karşısında özgürdü,
Oysa suçluydu, müebbetlik;
Ne adam öldürdü,
Ne kaçakçılık yaptı,
Ne çete kurdu,
Ne de siyasiydi.
Şimdiye kadar..

Suçu büyüktü, öyle böyle değil,
Suçu: İkiyüzlülük...
Belki genetikti,
Belki doğumundan hemen sonra oluştu
Belki daha sonra öğretildi
Belki de kendi gayreti ile geliştirdi
Ama, suç sabitti
İkiyüzlülük...
Kanundaki adı: “Hipokrasi”

Kanunlar karşısında özgürdü,
Pasaportu bile vardı
İstediğinde istediği yere gidebilirdi
İfade özgürlüğüne sahipti
Hücresi, beyninde
Demir parmaklıkları, gözlerinde
Kelepçeleri, kanatıyor bileklerini,
Gittiği her yere taşıyor hücresini...


Hücresinin bir duvarına çizdi, tünelin bir ağzını
Treni seviyordu,
Yükünü, hercailiğini;
Biliyordu trenin buralarda kalamayacağını
Hücresinin karşı duvarına çizdi, tünelin diğer ağzını
Treni seviyordu,
Tadını, kokusunu;
Gelmesini seviyordu
Bırakmaya hazırdı, her gelişinde

Uzaklardan gelip, uzaklara gitmesini seviyordu
Kıskansa da biraz uzaklarda kalmasını
Gelebilmesinin umudu ile yaşıyordu
Biliyordu nerde olduğunu
Biliyordu nereye gittiğini
Biliyordu geçtiği yerlerdeki hava durumunu
Biliyordu gideceği yerlerdeki yol durumunu
Haber geliyordu trenden,
Ayrıntılı, kişiye özel,
Kişi için, özel
Lokomotifin sıcaklığını taşıyordu, tutkulu
Dumanın özgürlüğünü savuruyordu, kışkırtıcı
Haberler gerçekti, belki trenden bile daha gerçek
Gerçek ne?
Tünel gerçekti, tren geçip gidiyordu
Umut
Raylar gerçekti, treni getirip götürüyordu
Umut
Gerçek ise,
Geliş ve gidişti,

Tren, tünel, raylar tamamlıyordu birbirini
Başka renkler, başka tatlarda vardı o dünyada
Trene yetmiyordu hiçbiri
Raylardan özgürleşmek istiyor,
Tanımadığı tüneller arıyordu
Benzemiyordu başka trenlere
Ne dili, ne elleri, ne gözleri!
Sözcükleri coşkuluydu,
Parmakları kovalıyordu sözcüklerini
Sanki dans ediyordular
Savrulan dumanın içinde

Hücre, yatak, demir parmaklıklar,
Rüzgârları ters
Hayalleri farklı,
Biri olamaz, yoksa diğeri
Hepsi uzak ötekinden
Hepsi kopuk yerinden
Hiçbiri tamamlayamıyor kendini,

Parmaklıklar yıkıldı önce
Ansızın, plansız,
Arka arkaya dizildiler öylesine
Sonra fark ettiler
Trene aittiler sanki
Sevindiler,
Tren içindiler sanki,
Meraklandılar,
Ray oldular
Değişim,
Masmavi...

Değişim değişimi doğurdu
Tren içindi artık her biri
Trenin gelişi,
Trenin duruşu,
Trenin bakımı,
Trenin gidişi
için...

Var olamazlarken kendileri için,
Trenin olmayı yeğlediler
İkiyüzlülük,
Oyunu gerçek,
Yalan,
Hayali umut yaptılar
Sanki.

Oyun karıştı gerçeğe
Raylar koptu demir parmaklıklardan
Gidiş önce, geliş sonra oldu
Beklentiler umut
Umutsuzluk beklenti oldu
Ayrılma kaygısı, ezdi kavuşmayı
Duyguların yerini aldı sözler
Olmayanlar, söylendi
Olanlar, hissedilmedi
İkiyüzlülük

Tren geldi, geçip gitmek için
Kaldı, gidemediği için
Kaldı, istediği için
Tünel hazırdı trenin gelmesine
Tünel bekliyordu trenin gitmesini
Raylar götüreceklerdi treni
Tren;
Durdu
Bekledi, hissetti,
Kaldı,
Lokomotifin sıcaklığı yaktı
Dumanlar çöktü
Eller, diller çözüldü
Ne söz kaldı, ne parmakların dansı
Tünel şaştı kaldı,
Duvarlar karardı,
Yerler ıslandı...

Önce tren dağıldı
Sonra tünel çöktü

Raylar kaldı tek başına
Yattı rayların üzerine
Bekledi sonunu
Son zaten başlangıçtaydı
İkiyüzlülük
Umutsuzluk
Umut etti bir son
Sonu zaten biliyordu
Umutsuzluk
İkiyüzlülük
Sevmek, gerçek mi?
Bugün, mümkün mü?
Tren sevilebilir mi, ikiyüzlülük,
Umut, yalan
Umutsuzluk, suçluluk
Suç: ikiyüzlülük

18.12.2009 Ortaköy

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder